Şair ve yazar Sayın Hilmi Yavuz'la 4 Aralık 2003'te Tokyo'da, Büyükelçimiz (merhume) Solmaz Ünaydın hanımefendinin verdiği yemekte tanışmıştık. Orada Türk-Japon modernleşmeleri üzerine biraz sohbet ettik, daha sonra yazmış olduğu makalede bu sohbete atıfta bulunarak, daha çok genç bir diplomat iken beni yüreklendirme inceliğini göstermişti. Sözkonusu makaleyi aşağıda sunuyorum.
4.12.2003 / Tokyo BE (Yazar Latife Tekin de davetliler arasındaydı) |
Yazar Hilmi Yavuz’dan Japonya
İzlenimleri
O akşam (4 Aralık) Tokyo''daki Büyükelçiliğimizde, bizim için bir yemek
verildi. Yemeğin evsahibi, zarif büyükelçimiz Solmaz Ünaydın Hanımefendi idi.
Bu yıl, bilindiği gibi, Türk-Japon Dostluk Yılı. Yemekte hem Sayın Büyükelçi
ile hem de Tokyo''da görevli genç diplomatlarımızla görüşme imkanı bulduk. Ben
ve yazar arkadaşlarım, Devletin, özellikle edebiyatçılara karşı geleneksel
olumsuz tavrını söz konusu ettik;- ''Dostluk yılı''nın ''resmi''
etkinliklerinde edebiyatçılara yer verilmeyişini eleştirdik. Ve bu anlayışın,
Sayın Büyükelçi Ünaydın''ın daveti gibi anlamlı davranışlarla değişiyor olması
konusundaki iyimserliğimizi dilegetirdik.
Genç diplomatlar, dedim. Gerçekten de Dışişlerimizin geleneksel yüzünde köklü değişmeler var. Cumhuriyet''in ilk yılları, ya edebiyatçı büyükelçilerin (Yahya Kemal, Yakup Kadri, M.Ş.E gibi) ya da edebiyata büyük yakınlık duyan büyükelçilerin (Fuad Bayramoğlu, Fehmi Nuza, Mahmut Dikerdem gibi) dönemiydi. Daha sonra, özellikle Fatin Rüştü Zorlu''nun uzun Dışişleri bakanlığı sırasında, Hariciyemiz, sadece siyasi ve ekonomik konularda uzmanlaşan teknokratların (bunlara ''Fatinistler'' deniyor!) hâkimiyeti altına girdi;- hariciyecilerin entelektüel düzeyi sadece bu alanlarla; entelektüel ilgileri de, müzik ve sahne sanatlarıyla sınırlı kaldı.
Şimdiyse durumun değişmekte olduğunu görmek beni ziyadesiyle bahtiyar kıldı. Tokyo Büyükelçiliğimizde görevli genç diplomatlar (özellikle de 3. sekreter Ömer Murat), hariciyecilerimizin entelektüel ilgilerinin, sadece siyasi ve ekonomik pratiklerle değil, ama aynı zamanda hem Türkiye''nin hem de görev yaptıkları ülkelerin kültürel meseleleriyle de derinden ilgilendiklerini gösterdi. Dediğim gibi, bunun için ne kadar memnun olsak, azdır.
Yorumlar
Yorum Gönder